Her zaman bir amaç uğruna yaşadım ve yaşamım boyunca hep bir araştırma içerisinde bulunmayı istedim. Tamamen bana ait olan bir projeyi canlandırmayı hayal ettim. Ömrümü bir proje uğruna feda etmeye bile hazırdım; fakat bazı engeller vardı önümde. Üstelik bu engeller kritikti.
Çalışmalarım dikkat çekiyordu aslında. Etrafımdaki insanlara büyük bir heyecan içinde bahsediyordum projelerimden. Öyle ya da böyle bir gün hedeflerime ulaşacaktım aslında. Bazı engeller vardı önümde ve bunları aşınca ortada hiçbir sorun kalmayacaktı. “Başlamak için” hiçbir sorun kalmayacaktı. Zamanın sürekli ileriye gitmesi tedirgin etse de beni, bir gün yine bir gece vakti uyurken geldi aklıma bazı güzellikler. Gözlerimi açtım ve “Evet! Artık başlamalıyım,” dedim kendi kendime. Belki bazı sorunlar vardı, önemli eksiklikler vardı ama önce bunları sıraya sokmalıydım. Evimin bir boş odası vardı, ailemle yaşıyordum. Bu durum zaten oldukça sinir bozucuydu ama başka bir eve gitmek için ne yazık ki gücüm yoktu.
Başladım sorunları listelemeye: para, aile tarafından rahatsız edilmek, ülke genelinde başarılı insanlara olan öngörü, başarısızlık hissi, tedirginlik... İşte bunların hepsi birleşince soğuma eşitti. Soğumaya bir şekilde engel koydum. Tek bir şeye inandım: Başarı en büyük nimettir. Belki böyle değildi ama ben inandım. İnanç her şeydir, derdi büyük insanlar. Oysaki inanç her şey değildi.
Gelişme
İnanç, istediklerimi yapmamı sağlamıyordu; sadece yapabileceğimi düşündürüyordu. Azim ettim, öyle ya da böyle çok çalıştım. Elde etmek istediklerim vardı, hayatım üzerine kurmam gereken bazı düzenler vardı. Durmadım, saatlerce iş aradım; bir markette kasiyer oldum, bir manavda satıcı oldum, bir şirkette temizlik personelliği yaptım.
İnsanlara olan inancım sıfırdı çünkü onlar kendileri dışında bir şeyi düşünmezler ve istemezlerdi. Kendimin zeki olduğuna dair bir inancım da vardı, hiç yitirmediğim bir inançtı bu.
Sonuç
Çalışmalarımdan sonra artık ikinci aşamaya gelmeliydim çünkü zaman durmuyordu ve hiç kimse de durduramıyordu. Belki yasadışı projeler için çalışacaktım istemsizce, belki hedefe giden her yol denemeye değer stratejisiyle hareket edecektim ama ülkem için faydalı olabilecek bütün denemeleri gerçekleştirecektim. Sonuç olarak bana bir merkez gerekiyordu. Çalıştığım dönemden biriken paralar bir ev kiralamama yardımcı oldu.
Evimi kiraladığım gün aileme ayrı eve çıkmak istediğimi söyledim. Bilerek önce kiraladım sonra söyledim çünkü aksini yapsaydım bana o evi kiralatmazlardı. Hepsi şu: “Sen tek başına yaşayamazsın, biz olmadan yapamazsın,” düşünceleri yüzünden ama iş işten geçmişti. Evi kiralamıştım, zor olsa da başarmıştım.
Başladım planlar yapmaya. Ev zaten bekar evi gibi olacaktı; ben de bekarım zaten, çok şaşılacak bir durum olmasa gerek.
Evimin bir odası için bilgisayarlar, tıbbi ekipmanlar, araştırma masaları, komponentler, ek bileşenler, ISO cihazları gibi ekipmanlar almaya başladım. Her saniyesi o kadar zevkliydi ki, o kadar eğlenceliydi ki…
Gelişim zamanıydı, artık başlangıç zamanıydı…
Odamı dizayn ettim: mavi LED ışıklar, yapay zeka ile seslendirilmiş bir sistem ve daha fazlası…
Hissediyordum, artık hazırdım başlamak için. Ve biliyor musun sevgili okur, ben bir şey fark ettim: Eğer sen çok değerli olsan bile ait olduğun yerde olmadığın sürece değerli olup olmamanın bir önemi yok aslında…
Okuduğunuz için teşekkür ederim. Daha fazlası için bizdeboyle.net’e katılabilirsiniz. Bültene üye olmayı unutmayın. Sizi seviyorum… Takipte kalın.
Bizdeboyle.net yazılarınızı veya bilgi almak istediğiniz konular hakkında olan bütün yazılarınızı bütün dünya ile paylaşan portaldır. Sizlerde kayıt olup binlerce kişinin arasına katılabilirsiniz.